12. SINIFLAR İÇİN HAZIRLAMIŞ OLDUĞUM DERS NOTLARI SAYFAMA HOŞ GELDİNİZ

3 Ekim 2011 Pazartesi

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATININ OLUŞUMU

Osmanlı Devleti'nin askerî, siyasi ve ekonomik açıdan Avrupa'nın gerisinde kalmasından dolayı Osmanlıda bazı önlemler alınmaya başlanmış, bu alanlarda Avrupa'nın nasıl geliştiğinin öğrenilmesi için de bazı gençler, Avrupa'ya gönderilmiştir. Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden gençler, oradaki edebiyata hayran kalmış ve gördüklerini, öğrendiklerini Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. İlk önce siyasi alanda uygulanmaya başlanan bu yenilikler edebiyat alanında da gerçekleşmiş ve belli dönemler halinde günümüze kadar gelen yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin ilan edilmesiyle hız kazanan, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatıdır.
Bu dönemi Millî Edebiyattan kesin sınırlarla ayırmak zordur. Millî Edebiyat Dönemi sanatçılarının önemli bir bölümü, edebiyat yaşamlarını Cumhuriyet Döneminde de sürdürmüştür. Cumhuriyet Dönemi, millîleşme akımının devamı olarak hızlı bir gelişme ve oluşma çığırı açmıştır. Önceki edebiyat dönemlerinden biçim, dil ve düşünce bakımından bazı özellikler devralan Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının oluşumunda, Cumhuriyet'in ilanından sonra gerçekleştirilen siyasi, toplumsal ve kültürel değişmelerin büyük etkisi vardır. Bu edebiyatın oluşumunda özellikte "Atatürk İlke ve İnkılâpları”nın payı büyüktür.
Cumhuriyetin ilanı ile yapılan inkılâplarla, aydınlar, bir siyasi değişim yaşamıştır. Bu edebiyatın temelinde "Kurtuluş Savaşı" ve "Atatürk İnkılâpları" vardır. İster şiir ister roman olsun çoğu eser, bu iki konu doğrultusunda oluşturulmaya başlanmıştır. Dine dayalı ümmet toplumu, yerini ulusal devlete bırakmış; teokratik devletten demokratik devlete dönüşüm başlamıştır.
Latin alfabesinin kabul edilmesi ve 1931'de kurulan Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti ile 1932'de kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu) birbirini bütünlemiştir. Dilde sadeleşme hareketi iyice yerleşmiş böylece geçmişten beri süregelen dil tartışmaları bilimsel bir sonuca bağlanmış, halk ve aydın arasındaki uçurum kapatılmaya çalışılmıştır.
Cumhuriyet öncesindeki sanatçıların büyük bir kısmı, İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan varlıklı ve bürokrat kimselerdi. Seçkin çevrelerde yetiştikleri için de eserlerinde kendi çevrelerini yansıtıyor ve bu çevreye sesleniyorlardı. Cumhuriyet edebiyatı Anadolu'yu daha da öne çıkararak toplumun değişik kesimlerinden sanatçılar yetiştirmiştir.
1940 yılında köylere öğretmen ve sağlık personeli yetiştirmek amacıyla kurulan "Köy Enstitüleri", köy kökenli yazar ve ozan kuşağı oluşturmuştur. Böylece Millî Edebiyatla başlayan halka yönelme ve Anadolu'yu tanıma çabası, Cumhuriyet'in ana ilkesi olmuş, Türk halkının her kesimi edebiyatta yer almıştır.
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında yıllar içinde, memleket edebiyatı zevkiyle Batı'dan gelen anlatma biçimleri birleşmiş, milleti oluşturan değerler farklı yönleriyle edebî eserlerde ele alınmış, millî kimlik ve millî değerler çevresinde edebiyat, Batı düşüncesindeki gelişmelere göre yeni görünümler kazanmıştır. Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar geçen sürede edebî eserlerde tartışılan birçok problem Atatürk ilke ve inkılâplarında ifadesini bulmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder